Doğa Koruma’ya göre, tarihte ilk kez Toronto’da kel kartal yuvası bulundu

Jules McCusker Aralık ayında Toronto’daki evinin yakınında kel bir kartal yuvasına rastladığında gözlerine inanamadı.

McCusker, “Düşündüğüm ilk şey bunun imkansız olduğuydu” dedi.

Şaşkınlığının nedeninin, geçen yüzyılda Toronto’da kel kartal yuvasının adını duymamış olması olduğunu söylüyor.

Şehrin ünlü yırtıcı kuşlarından birini tespit etmek oldukça nadir olsa da, Toronto ve Bölge Koruma Otoritesi (TRCA), CBC Toronto’ya gönderdiği bir e-postada bunun Toronto’da şimdiye kadar belgelenen ilk kel kartal yuvası olduğunu doğruladı.

UYARI: Kurum, kartalların yuvayı ve yumurtalarını terk etmesine neden olabileceği için sakinleri yuvayı aramamaları veya rahatsız etmemeleri konusunda uyarıyor.

McCusker, “Bu inanılmaz” dedi. “Demek istediğim, kesinlikle çok etkileyici.”

Uzmanlar, kel kartalların geçen yıl Ontario’daki nesli tükenmekte olan türler listesinden çıkarılması nedeniyle bunun önemli bir an olduğunu düşünüyor.

Waterloo Üniversitesi’nden çevre planlama ve koruma uzmanı Michael Drescher, Kuzey Amerika’daki kel kartal sayısının yalnızca birkaç yüz üreyen çiftin kaldığı 1960’larda düşük bir noktaya ulaştığını söylüyor.

Drescher, “O zamanlar yok olmanın eşiğindeydiler” diye ekledi.

Kimyasalların yasaklanması kartal popülasyonunun canlanmasına yardımcı oldu

Drescher, kıta genelinde üreyen kel kartal çiftlerinin yeniden canlanmasının (şu anda onbinlerce olduğu tahmin ediliyor), büyük ölçüde, bir zamanlar her yerde kullanılan ve 1970’lerde yasaklanan bir böcek ilacı olan diklorodifeniltrikloroetan (DDT) dahil olmak üzere belirli kirletici maddelerin yasaklanmasından kaynaklandığını söylüyor.

Toronto Hayvanat Bahçesi’nde kuşlar ve kara omurgasızlarından sorumlu kıdemli hayvanat bahçesi sorumlusu Jon Spero, DDT’ye maruz kalmanın kel kartalların üreyen kuşun ağırlığı altında patlayabilecek hassas yumurtalar bırakmasına neden olduğunu ekliyor.

Spero, güney Ontario’daki kel kartal sayısının hâlâ tarihin diğer dönemlerine göre daha düşük olduğunu, ancak yeniden canlanmalarının, güvendikleri su ve balığın kalitesi açısından olumlu bir işaret olduğunu söylüyor.

Spero, “Kel kartalların geri döndüğünü gördüğümüzde bu, ekosistemin sağlıklı olduğunun bir işaretidir” dedi.

Drescher, kel kartallar için daha fazla besin kaynağı bulunduğunu, çünkü küçük memelilerin ve kartalların avladığı balıkların da kirleticilerdeki azalmadan yararlandığını ekliyor.

Keşif, başka bir çift kel kartalın Hamilton yakınlarındaki Kraliyet Botanik Bahçeleri’ndeki Cootes Cenneti’ne yerleşmesinden on yıldan biraz fazla bir süre sonra gerçekleşti. İki yıl sonra, 50 yılı aşkın süredir ilk kartal yavruları Ontario Gölü’nün Kanada kıyılarında yumurtadan çıktı.

McCusker, CBC Toronto’ya yaptığı açıklamada, “Onların manevi önemi çok büyük” dedi ve kendisinin ve Yerli toplumunun diğer üyelerinin, genç kartalların gelişine tanık olmaya davet edildiğini ekledi.

Yerli topluluklar için kültürel öneme sahip kartallar

McCusker’in iyi arkadaşı, Saugeen Ojibway Ulusu’nun yaşlılarından Duke Redbird, kuşların Ontario kıyılarına dönüşünün iyi bir alamet olduğunu çünkü kel kartalların Yerli topluluklar için çok kutsal olduğunu ve onuru, dürüstlüğü, hayırseverliği ve yaşamı temsil ettiğini söylüyor.

Tanınmış bir Yerli şair ve edebiyatçı olan Redbird, “Topluluğumuz, gücü ve gerçeği ve iyi niyeti temsil etme yeteneği nedeniyle kel kartalı her zaman sevmiştir” dedi.

Kartal tüyünün onlara bahşedilebilecek en büyük onur olduğunu söylüyor.

Redbird, “Bu yıl yumurtadan çıkan küçük kartalların sevinçlerini Toronto’ya yaymasını umalım” dedi.

Bunu başarmak yerel halkın işbirliğini gerektirir.

TRCA iletişim uzmanı Afiya Jilani, “Kel kartallar, özellikle üreme mevsiminde hassas hayvanlardır” dedi.

Kuş gözlemcileri ve doğa severlerin, CBC Toronto’nun açıklamadığı bölgeden uzak durması gerektiğini çünkü bölgedeki gürültü ve diğer rahatsızlıkların kartalları olumsuz etkileyebileceğini söylüyor.

“Hassas bir dönemde yaşam alanlarını olduğu gibi korumak ve özellikle yuvalama sürecinin ilk aşamalarında refahlarına öncelik vermek çok önemli.”